Teşvik Nedir ?
Teşvik kelime anlamında isteklendirme, cesaretlendirme, ön ayak olma anlamına gelir. Yazıya konu ettiğimiz teşvik ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından işçi ve işverenlere sunulan teşviklerdir. Bu teşvikler Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından dolaylı olarak, ilgili bakanlıklar, KOSGEB ve kamu bankaları tarafından direkt sunulur. Teşviklerden hem işçi hem işveren yönetmelik koşullarına uymak şartı ile faydalanabilir.
SGK teşvikleri işsizliği önlemek, istihdamı ve üretimi artırmak, piyasa dinamizmini korumak amacıyla sağlanır. Kurum (SGK) Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Teşvik Programı açıklamasını şu şekilde yapmıştır.
“5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran özel sektör işyeri işverenlerine, kayıtlı sigortalı istihdamının arttırılması, kadınlar, gençler ve engelliler gibi dezavantajlı grupların istihdamının arttırılması, bölgesel, büyük ölçekli yatırımlar ile stratejik yatırımların özendirilmesi, bölgesel gelişmişlik farklılıklarının azaltılmasını teminen çeşitli Kanunlarda yer alan sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanabilme imkânı sağlanmıştır.”
Bunun yanı sıra Tarım ve Orman Bakanlığının çiftçilere, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yatırımcılara sunduğu teşvikler de bulunmaktadır. Bu teşvikler hibe, kredi şeklinde verilmekte ve kişiler üretime ve girişime katılmaya teşvik edilmektedir. SGK teşvikleri ise prim indirimleri şeklinde yapılmaktadır ve hali hazırda var olan üreticinin mevcut durumunu iyileştirmesi hedeflenmektedir.
Teşvik Neden Verilir?

Bir devleti refah ve hukuk devleti yapan faktörler arasında üretim, istihdam ve fırsat eşitliği yer alır. Bu olgular sosyal devlet düzenlerinde devlet tarafından sağlanır ve halka kurum destek ve imkanlarıyla sunulur.
İşsizlik, istihdam zorluğu işçilerin yoksullaşmasına ve temel ihtiyaçlarını karşılayamamasına sebep olurken işverenlerin üretim kapasitelerinin ve üretim niteliklerinin düşmesine sebep olur. Aynı zamanda refahın genele yayılamama sorunu ortaya çıkar ve kişiler, gruplar arasındaki derin farklılıklar genel toplum düzeni içerisinde yaralanmaya yol açar. Dezavantajlı grupların ve tarihsel süreçte üretime geç katılım gösteren kadınların işsiz kalması, üretime katılamaması da bağımlı nüfusun artmasına yol açarak toplumu ve devleti olumsuz etkiler. Bunların yanı sıra önü alınmamış olan işsizlik ve üretim kıtlığı-kalitesizliği devletin finansal-ekonomik durumunu da etkilemektedir. Kısaca istihdam ve üretim azlığından hiç kimse kazançlı çıkmaz.
Bu gibi olumsuz koşulların önüne geçmek için sosyal ve öngörülü devletler; istihdamı ve üretimi artırmak ya da korumak amacıyla teşvik, indirim, destek gibi uygulamalara başvurur.
Amaç vatandaşı çalışmaya, üretmeye ve girişimciliğe, işvereni ise çalıştırmaya heveslendirerek üretim kapasitesini artırmak ve kişilerin refahını sağlamaktır.
İş seçimlerinde cinsiyeti, yaşı ya da sağlık durumu sebebiyle dezavantajlı olan kişilere fırsat eşitliği yaratmak da hedeflenir. Kadın, genç ve engellilerin iş sahasına erişimleri ve yaşama katılımları diğerleri ile yakın seviyeye getirilmeye çalışılır. Dezavantajlı olan bu grupların çalışması, iş yeri açması, gelir imkanına kavuşması hedeflenir. Bu sayede diğer beşeri faaliyetlere erişimleri de kolaylaştırılır.
Teşviklerin bir diğer amacı piyasayı canlı tutmaktır. İşçi için yapılan ödemeler işveren ve üreticilerin maliyetlerinden biridir. Bu maliyetler kimi zaman vazgeçilen ilk kategori olabilmekte, zorlu süreçlerde işçi azaltma yoluna gidilebilmektedir. SGK teşvikleri bu koşulda caydırıcı özelliğe sahiptir. İş akitlerinin feshedilmesinin, işveren-işçi bağının kopmasının önüne geçilir. Bunun yerine işveren, işçi alımına teşvik edilir. Piyasayı canlandırmak için yapılan diğer teşvik türü ise yeni yatırımcıları cesaretlendirmek ve iş yeri açmalarını kolaylaştırmaktır. Bu teşvikler genellikle KOSGEB hibeleri ve kredileri ile yapılmaktadır.